Uçucu maddeler etkilerini daha çok içerdikleri toluene maddesinin etkilerinden alırlar. Ancak farklı uçucularda farklı katkı maddelerinin olduğu göz önüne alınmalıdır. Uçucu maddeler hızla başlayan ve hızla geçen bir iyilik haline neden olurlar. Bu maddelerin fizyolojik ve psikolojik etkileri alkol, barbitürat ve trankilizan ilaçlara benzer. Etkileri birkaç dakika içinde ortaya çıkar; 15-45 dakika sürer. Bu nedenle kişi sürekli elinde maddeyle dolaşmakta ve kullanmak zorunluluğu hissetmektedir. Genel olarak Merkezi Sinir Sistemini (MSS) etkilerler.
Tolerans gelişimi de maddenin etkisini farklılaştırmaktadır. Kişi eğer uzun süredir uçucu madde kullanıyorsa, farklı etkiler gözlenebilir. Uçucu koklamanın etkileri kullanılan doza göre farklılıklar gösterir. Uyarılma aşamasında öfori (neşe), hareketlilik, baş dönmesi, halüsinasyon, aksırma, öksürme, tükrük salgısında artma, ışığa duyarlılık, bulantı kusma, yüzde kızarıklık, iştah kaybı, garip davranışlar gözlenebilir. Erken dönemde şaşkınlık, kişinin bulunduğu yeri, zamanı şaşırması (yönelim bozukluğu), aptallık, kontrolün kaybı, beyinde çınlama, görme bozukluğu, kramplar, baş ağrısı, ağrıya duyarsızlık, yorgunluk, unutkanlık, sararma gözlenebilir. Orta dönemde ise, uyuklama, kas kontrol kaybı, konuşma bozukluğu, reflekslerin baskılanması, nistagmus (göz bebeklerinin oynaması) ortaya çıkabilir. Geç dönemde, bilinç kaybı, garip rüyalar, epileptik (sara) nöbetler gözlenebilir.
İstenmeyen etkiler
Uçucu madde bağımlılığında nörolojik sorunlar çok çeşitlidir. Bunlar dikkat ve konsantrasyon eksikliği, hafıza bozukluğu, öğrenme güçlükleri gibi hafif zihinsel yetersizliklerden bunamaya kadar ilerlemektedir. Nörolojik sorunların olması davranışsal sorunları artırmakta ve tedaviyi de güçleştiren bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Uçucu maddelerin beyin ile ilgili etkileri zihinsel yetersizlikler, bozulmuş yargılama yetisi (suça eğilim ve saldırgan davranışlar artar), hareketlerin yavaşlaması, denge bozukluğu ya da sakarlık, hafıza bozukluğu ve yeni bir şey öğrenememe sayılabilir.
UMATEM kliniğinde yatarak tedavi gören uçucu madde bağımlısı gençler arasında yaptığımız bir çalışmada uçucu maddelerin beyin üstüne olan etkilerini çok açık olarak gördük. Bu maddeleri kullanan gençlerin beyinlerini MRI adı verilen teknikle değerlendirdiğimizde beyindeki beyaz madde lezyonu %46, “ventrikül ve sulcus atrofik dilatasyon” adı verilen bozukluk %27, “talamik hipotensite” adı verilen bozukluk ise %20 oranında gözlenmiştir. Beyindeki değişiklikler 4 yıl ve daha uzun süren madde kullananlarda çok daha belirgin olarak gözlenebilmektedir. Bu bulgu bize uçucu maddelerin kullanım süresi uzadıkça beyinde meydana gelen değişikliklerin belirginleştiğini göstermektedir. Beyinde oluşan hasarın süresi ve geri dönüşümlü olup olmadığı bilinmemektedir. Geri dönüşümlü olup olmamayı belirleyen etkenler şunlardır:
1. Madde kullanımı öncesi işlevsellik: Madde kullanımı öncesinde kişinin zihinsel fonksiyonları tamsa, o zaman geri dönüşün daha kolay olduğu gösterilmiştir. Ancak kullanım öncesi de zihinsel yetersizlikler varsa, bu durumda geri dönüşüm geç ve zor olmaktadır.
2. Bireysel farklılıklar: Geri dönüşüm bireyden bireye değişmektedir. Burada neyin belirleyici olduğu ise bilinmemektedir.
3. Madde kullanım süresi: Madde kullanım süresi uzadıkça geri dönüşüm daha zor olmaktadır. Ancak bu bulgu tüm çalışmalarda doğrulanmış değildir.
Uçucu maddeler kalp ve dolaşım sistemi üstünde çarpıntı, kalp ritminin bozulması, kalp kasında bozulma, akciğerlerin kanlanması, solunum yolunun hasarına yol açar. Karaciğerde büyüme gelişebilir. Böbrek yetmezliği, böbrek mikroskopik yapısında çürüme görülebildiği belirtilmiştir. Uçucu madde kullanıcıları, günlerinin büyük bölümünü sokakta geçirdikleri için, birçok fiziksel hastalığa da maruz kalmaktadır. Sokakta yaşayan ve madde kullanan çocuklarda bu hastalıkların görülmesi daha da sıktır.
* Beslenme bozukluğu
* Kazalar
* Enfeksiyon hastalıkları
* Diş sorunları
Uçucu madde kullanılması sonucu ölümler seyrek değildir. İngiltere ve Galler’de 1985-1995 yılları arasında yılda yaklaşık 100 ölüm bildirilmiştir. ABD’de yapılan bir çalışmada uçucu maddelerden kaynaklanan ölümlerin çoğunluğunun (%70) 22 yaş ve altında meydana geldiği, ölenlerin %95’ini erkeklerin oluşturduğu saptanmıştır. 1987-1996 yıllarında Virginia’da yaş ortalamaları 19 olan 39 kişinin uçucu madde kullanımı nedeni ile öldüğü tespit edilmiştir. Teksas’da da 1988-1998 yılları arasında yaş ortalamaları 24 olan 144 kişinin öldüğü tespit edilmiştir. Ölüm nedenleri aşağıda sıralanmıştır.
1- Yutulan maddeye bağlı oksijensiz kalma: Yapıştırıcıların yutulması sonucu kişi nefes alamaz ve ölebilir. Bu durum genellikle torbadan maddeyi çekerken gözlenir.
2- MSS baskılanması sonucu kalp sistemi durabilir ve ölüm olabilir (Vagal İnhibisyon).
3- Solunumun baskılanması: MSS baskılanmasına bağlı olarak solunum sistemi de baskılanır, solunum durur ve ölüm olabilir.
4- Kalp ritm bozukluğu: Kalpte ortaya çıkan ritm bozukluğu sonucu özellikle başka kalp sorunu olanlarda tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir.
5- Kazalar ve yaralanmalar: Maddenin etkisine bağlı olarak kişinin dikkati azalır, görmesi ve kontrolü bozulur. Bunun sonucu çıkan kazalar nedeniyle ölüm olabilir. Madde etkisi sonucu kişinin muhakemesi bozulur, saldırgan davranışlar ortaya çıkar ve buna bağlı ağır yaralanmalar oluşabilir.
6- İntihar: Madde kullanıcılarının tümünde intihar oranı yüksektir. Özellikle madde etkisinde kişi kolaylıkla intihara karar verebilir. Uçucu madde kullanıcılarında da intihar oranı yüksektir.
Bağımlılık
Uçucu maddeler, bağımlılık yapan maddelerdir. Bu maddelere bağımlılık çabuk ve hızlı bir şekilde olur. Bağımlılığın en önemli kriterlerinden birisi olan tolerans gelişimi (giderek artan miktarlarda madde kullanımı) uçucu kullanıcılarında çok kolay ve hızlıdır. Ancak tüm kullanıcıların bağımlı olduğunu söylemek güçtür.
Yoksunluk belirtileri
Uçucu maddeler klinik açıdan önemli sayılabilecek yoksunluk belirtilerine neden olmazlar. Bu nedenle genellikle uçucu maddelerin yoksunluk belirtilerinin olmadığı düşünülür. Uzun süre kullananlarda bile yoksunluk belirtileri oldukça hafiftir. Uçucu madde kullanımı kesildikten sonra ortaya çıkan yoksunluk belirtileri arasında şunlar sayılabilir:
* Uyku bozuklukları
* Çarpıntı
* Yönelim bozukluğu
* Aşırı sinirlilik, huzursuzluk
* Terleme
* Bulantı, kusma
* Titreme (tremor)
Uçucu madde kullananlarda “Craving” adını verdiğimiz madde kullanma arzu ve dürtüsü oldukça şiddetlidir. Kişi maddeyle karşılaştığı zaman kendisini madde kullanmaktan alıkoyamaz ve her şeyi göze alarak maddeyi kullanır. Bu durum tedaviyi zorlaştıran etkenlerden birisidir. Bu durumu yaratan en önemli etken aslında uçucu maddelerin lipofilik olmasıdır. Bu maddeler yağ dokusunda depolanır ve bu nedenle vücuttan geç atılır. Geç atıldığı için, duygudurum değişiklikleri ve zihinsel fonksiyonlar geç düzelir. Atılma süresinin iki ayı bulduğu belirtilmektedir. Bu nedenle detoksifikasyon (arınma) uzun süre gerektirir. Yoksunluk belirtileri hafiftir ancak uzun sürer. Kişinin madde kullanma arzusu ve dürtüsü oldukça yüksektir. Kullanıcıların zihinsel ve ruhsal fonksiyonları tam yerine gelmeden de tedaviden çok az yararlandıkları gösterilmiştir.
19:07:00
0 yorum:
Yorum Gönder